İnsanın sırrı – Âdem ve Havva'nın hakikati
İnsan Allah’ın ilahi isimlerinin(esma) bileşimlerinden şuurlu mana sureti olarak vücut bulmuş, farkındalık sahibi varlıktır. İnsandan çıkan tüm mana ve fiiller varlığını Allah’ın ilahi isimlerinden alır. Bu yüzden insanın hakikatini anlayan kâinatı da anlamış, bilmiş olur. “İnsan Benim sırrımdır. Ben de insanın sırrıyım” (A. Geylânî Hz.) Bu ifade ile çok önemli bir hakikat idrak ettirilmeye çalışılıyor. Yalnız buradaki insan bilinç sel olarak tekâmül etmiş kendindeki hakikati öze, zata dönük okuyup, kendini bilen kâmil insandır. Çünkü her iki ayaklı, konuşan varlık insan demek değildir. İnsan kendi hakikatini bilip kendinin ne olduğunu anlayabilirse insan diye nitelendirilir. İnsanı insan yapan gördüğü kadarı ile değil, düşünebildiği kadarı ile tefekkürle hakikati, sistemi okuyarak kendi hakikatini de, Allah’ı da gereği gibi tanıyıp, bilmesidir. İnsanın hakikatini anlayamamış olanlar insanı konuşan, düşünen hayvan diye tarif ederler. Fakat bu...