Sorular ve Cevaplar - 3

Ateistler Allah’ı neden inkâr ederler?
Aslında inkâr edenler(ateistler) Allah ismi ile etiketledikleri Tanrı(ötedeki ilah varlık) manasını inkâr etmektedirler. “La ilahe”(ilah, tanrı yoktur) demekteler. Fakat Allah manasının ne olduğunu onun tek varlık olduğunu bilmediklerinden “İllallah”(sadece Allah tek) diyemediklerinden ona da iman edememektedirler.

Hadisler bazı çevrelerce neden red edilmektedir?
Bunun sebebi bu kimselerin yeterli ilme sahip olmadıkları için hadislerdeki mecazları işin aslı zannedip iç manayı anlayamamalarından kaynaklanmaktadır. Mesela, örnek vermek gerekirse;
"Öten Horoz gördüğünüzde dua edin, Allah'tan lütuf ve ikramını talep edin. Çünkü o bir melek görmüştür. Eşeğin anırmasını işittiğiniz zaman ise Allah'a sığının. Çünkü o bir şeytan görmüştür." şeklindeki hadisi okuyanın veri tabanı ifade edilenleri deşifre edebilecek bilgiye sahip değilse söylenenleri saçma bulup red edecektir. Oysa bu hadisin yorumu astrolojik tesirlere dayanır. Horoz astrolojik tesirlerle uyumlu, yumuşak etkileri algılayan bir hayvandır, bu etkileri algıladığında ötmeye başlar ve o andaki meleki(olumlu, pozitif) tesirleri haber verir. Eşek ise beyinde sert parazitlenmeye neden olan astrolojik oluşumları algılayan bir hayvandır. Bu durumu algılayıp, hissettiğinde anırmaya başlayarak olumsuz, sert etkileri haber verir.

Cennet yaşamı nasıldır?
Cennet yaşantısı dediğimiz şey bilincin uzay(mekan) ve zaman kısıtlılığından kurtulmak suretiyle kendini ışık hızının üzerinde bulması ve sebeplere bağlı olmaksızın dilediği her şeyi an ın da çabasızca kapasitesi oranında elde etmesi olayıdır.

İnsandaki veri tabanı nasıl oluşur?
İnsan doğduğu an dan itibaren genetik ve astrolojik yapısı üzerine çevresel etkiler ve beş duyu ile aldıklarını ekler ve beyinde bir veri tabanı oluşturur. Bundan sonra yaşam içerisinde beyne gelen her veri eski veri tabanı üzerinden değerlendirilir ve bunun neticesinde yeni yorumlarla yeni veri tabanları oluşur. Beden, bilinç ilişkisinin kesilmesi(ölüm) olayı ile veri tabanı son hali ile sabitlenir, bloke olur. İnsan bundan sonra bu veri tabanı üzerinden çıktılar alarak yaşamına devam eder.

Bezm-i elest / Kâlû Belâ nedir?
İnsanın çevresinde, irtibat halinde olduğu her şeyde hakikatte Allah ile irtibatta olduğunu hatırlamaya başlaması, sıfatta, zatı görmesi, yaratılanda, yaratanı an da fark edebilmesidir. Mesela; çiçeğe bakan bir kimsenin o çiçekte Allah’ı(zatı, suretsizi) görmesi, perdenin arkasındaki hakikati özünden algılayarak, fark etmesidir.

Yanma nedir?
İnsanı üzen, sıkan, bunaltan, yaşamından nefret ettiren hemen kurtulmak istediği haldir.

Gizemli metafizik oluşumlar nasıl meydana gelmektedir?
Evren, kuantum potansiyelinde dev bir akaşadır.  Buna biz “evrenin hafızası” diyebiliriz. Burada olmuş-olacak her şey holografik data(yazılım) olarak zaman - mekan kaydı olmaksızın mevcuttur. Beynimiz ister farkında olsun, ister olmasın bu dalgaların her zaman etkisi altında bulunmaktadır. Kişinin farkında olmadan zaman zaman bir düşünceye yoğunlaşması sonucu, beynin evrendeki geçmişe ait benzer kayıtları yakalaması ve deşifresi sonucu birçok gizemli(geçmişten gelen ses, görüntü, hayalet, zaman kayması, reenkarnasyon, dejavu, vb.) olaylar kişinin fiziksel dünyasında açığa çıkabilmektedir.

Birçok varlık olmasına rağmen, varlık nasıl tek olmaktadır? 
Tek olan varlık sahip olduğu esmalarının, çokluk âleminde belirli terkiplerle açığa çıkıp, bilinir olması nedeni ile çeşitli isimler alır. Bu da birçok varlık algısı oluşturur. Bu terkipsel varlıklar sıfat ve esmaları ile birbirinden farklıdırlar, fakat varlıklarını aynı özden almaları dolayısı ile birdirler.

İblis nedir?
İblis ikileme düşen, ne melaike ne de insan bedenini kabullenen arada negatif enerji alanda kalan kişinin kontrol edemediği kendisini insandan ayrı ve üstün gören bilinç bölgedir. Kişinin kendisini özünden habersiz madde beden olarak görmesini sağlar ve kişiye günah işleterek Hakk’tan uzaklaştırır. Beyindeki bu negatif alan insanın farkında olmadığı için cin(gizli) ismi ile anılır.

Hangi Kur’an meali daha iyidir?
Bütün çeviriler aşağı, yukarı aynı şeyi, bire bir kelime tercümesi yapmaktadırlar. Önemli olan ifade edileni insanın kendisinde bularak okuması, kendisini hatim etmesidir. Bunun içinde insanın kendisini geliştirerek iyi bir veri tabanı üzerinden okuduklarını deşifre ederek hayatına geçirmesi gerekir.

Telepati ve benzeri metafiziksel olaylar nasıl meydana gelmektedir?
Varlığın uzay-zamandan bağımsız bağlantılarını mikro boyutta kuantlar sağlamaktadır. İnsan beyni bu iki boyut arasında birleştirici bir unsur oluşturmaktadır. Yani beynimiz evrendeki tüm uzay-zaman noktaları ile bağlantılıdır. Bundan dolayı düşünce ve niyetler ışık hızı altında yoğunlaştığında madde olarak açığa çıkmaktadır. Bu uzay-zaman noktalarının tünel süreci ile birbirleri ile etkileşime girmeleri ile de telepati, duru görü, vb. meta fiziksel oluşumlar meydana gelmektedir.

Din ve bilim farklı şeyler midir?
Okuyabilen için holografik gerçeklik bilimin ihlas suresidir. Din ve bilim farklı şeyler söylememektedir. Din vahiy kanalıyla eksiksiz, tam olarak algılanan evrensel sistemin çalışma mekanizmasının mecaz ve semboller vasıtası ile anlatımıdır. Bilim ise bu verilere görünenden yola çıkarak farklı metod ve yöntemlerden giderek çok uzun aşamalardan sonra zaman içinde ulaştığı şeydir. Din ve bilimin arasındaki çatışma ya da çelişkilerin nedeni dini anlatımlardaki sembollerin hakikat sanılmasındandır. 

İman nedir?
İman ruhların(bilinç alanlarının) birleşmesi demektir. Bir şeye iman etmek, onun içinde yaşamak, onun kapsama, çekim alanına girmek demektir.

her eylem uzayda kaybolmadan nasıl kayıtlı olarak kalmaktadır? 
Uzayda(akaşalarda) bilgilerin kaybolmamasının nedeni, fotonların ışık hızı ile hareket etmeleri dolayısı ile zamanlarının olmamasından yani bizim algıladığımız zaman kavramının onların üzerinde etkisinin olmamasından kaynaklanmaktadır.

Her şey önceden belirlenmiş midir?
İnsan için hiçbir şey önceden belirlenmiş değildir. İnsanın sahip olduğu özündeki güç her zaman içinde bulunduğu an üzerinde etkilidir. Bu suretle insan bir sonraki anını oluşturmaktadır.

Mevlana'nın bazı anlatımları neden cinsellik içerir? 
Hakikat İlmini bilmeyenler Mevlâna’yı anlayıp tahlil edemezler. Hakikat İlmi, insanın kendi varlığında Allah’a ulaşma yöntemidir. Bir gerçeği karşıdakine anlatmak en iyi nasıl mümkün oluyorsa o yol seçilir. Mevlâna da cinsellik içeren bir hikâyeyi bir ulvî amacı daha açık olarak anlatabileceğine karar kılmış olmalı ki kullanmakta mahsur görmemiştir. Bu hikâyelerde bazı gerçekler sembollerle, mecazla hakikat ilmi mensuplarına anlatılır. İşin aslını bilmeyenler ise mecazların altındaki hakikatleri anlayamazlar. Kendi bakış açıları ile yorumlarlar. Mesela; bir hikâyede anlatılan eşekle ilişki insan nefsinin dünya zevklerini sahiplenmesini simgeler. Eğer insan eşekle yani dünya zevkleriyle hayatın tek amacı olarak ilişkiye girerse sonunda eşeğin kadını parçaladığı gibi tüm manevî hayatının yok olacağı gerçeği ifade edilmektedir.

Tekâmülümüzü hızlı bir şekilde sağlayabilir miyiz?
Herkes sihirli bir dokunuşla kısa bir sürede ermeyi bekliyor. Oysa böyle bir şey mümkün değil, bu dünyada var oluşumuzun nedeni başımıza gelenlerle, yaşadıklarımızla bir şeyleri fark edip, bilinçsel tekâmülü sağlayarak bilinçaltımızı olumlu yönde programlayarak huzur verecek çıktıları almaktır. Bunun için öncelikle Allah’la bağlantıyı kesmeden bu süreci dünya yaşamında farkındalık içerisinde tamamlayabilmektir. Yazdıklarımız ve okuduklarımızda bu bağlantıyı kesmeme yolundaki çabamız, mücadelemizdir.

İnsan neden doğru olanı görüp, yapmaz?
İnsanların beyni aynı bir bilgisayar gibidir. Hard diskinde bilgi olanlar, hard diski boş olanlar, hard diski virüslü olanlar vardır. Hard diski yetersiz olan veya virüslü olan bir bilgisayara kızmak, bağırıp çağırmak ne kadar anlamsızsa, anlatılanı anlamayan, yanlış değerlendirip, yanlış işler yapan insanlara da kızmak o kadar anlamsızdır. Onlara kızmak sadece bunun bilincinde olmayan insanın kendisine zarara verir. Onu yıpratır. Hasta eder.

Üst boyutlara çıkan insanın perdeleri kalkar, azabı biter mi? 
Âdem boyutuna kadar kesret(çokluk) âlemi, madde ile perdelenen insan, Âdemden sonrada manevi hallerin yaşattığı güzellikler ile oyalanıp Hu dan(özünden) perdelenebilir. Dolayısı ile her boyutun kendine göre perdeleri mevcuttur. Bu yüzden de her boyutun, her bilinç mertebesinin kendine has bir azabı, cehennemi ve cenneti vardır.

İnsanın hakikate ulaşması nasıl olur?
Peygamberlerin ortaya koymak ile görevlendikleri hakikatler insanın varlığında da mevcuttur. Fakat insan, sınırlı esma terkibinin kapasitesi kadarı ile yaşamına devam ettiği için o boyuta ulaşamaz dolayısı ile de bu hakikatleri keşfedip, bilemez. Bu bilgileri keşfetmesi ancak o risalet boyutuna ulaşabilme istidadına sahip Cebrail bilincinin o boyuttan ve frekanstan iletişim oluşturması ile açığa çıkar ve bu suretle kişideki Rasul boyutu nübüvvet görevini ifa etmeye başlar. İnsan hakikate ulaşır. 

İnsan nasıl huzurlu, özgür kul olur?
İnsan halkı görmeyip yapılanı Hakk’tan bilince karşılığını da halktan değil Hak’tan bekler. Bu da yaptığı işin ve iyiliğin ardına düşmek gafletinden onu korur, huzurlu yapar ve özgürleştirir.

An da olmak nedir?
An da olmak farkındalık halinde, şuurlu ve uyanık olmak demektir. An’da ne geçmişin takıntıları ne de geleceğin beklentileri vardır. An tek liktir. An da biz ve dikkatimizi gerektiren konudan başka hiç bir varlık yoktur. An içinde teklik(birlik) dolayısı ile bir yalnızlık vardır. İşte bu durum da pek çok insanı rahatsız eder. Bu yüzden de an da değil zam an da var olmayı tercih ederler. Oysa "zaman" kavramı bizim "vehim" yollu var kabullendiğimiz geçmişin hatıraları, geleceğin ümit ve beklentilerini içerisinde barındıran çokluk algılamalardan oluşan bir süreçtir.

Deccal nedir?
Deccal, insanın teşbihi(var oluşu) benlik üzerinden algılayıp, yanlış değerlendirmesi ile bilincin kendini Tanrı olarak kabul etmesi ve bedensel boyutta bu durumu yaşaması hadisesidir.

İsa peygamberin deccali öldürmesi ne demektir?
İsa peygamber Teşbih hakikatini insanlığa açmış zat olarak, teşbih esasını yanlış değerlendirmekten kaynaklanan sapmaları yok edip, düzeltmek üzere "kudret" sıfatının bir tezahürü olan "Allah`a yakîn" hâlinin sembolüdür.

Varlık tek ise neden farklı algılanır?
Tek olan şey Allah indinde zaman ve mekâna tabi değilken, insan indinde zaman ve mekâna tabi olur. Bu suretle Allah’a dönük yanıyla yazılma, insana dönük yanı ile yaratılma adını alır. Tek olan böylelikle iki ayrı standarda göre değerlendirildiğinde iki farklı şeymiş gibi algılanır.

İnsan kaderinin hükmü altında iken, aynı zamanda kaderini nasıl oluşturur?
İsimler(esma) yönü(terkibiyeti) itibari ile kaderin hükmü altında olan varlık, sıfat ve zatı itibari ile bu kaderi meydana getirendir.

Herkesin Rabbi farklı mıdır?
Kişinin sahip olduğu esma terkibini oluşturan mana o kişinin rabbi dir. Kişinin rabbi onun nefsini terbiye eden, kendisine Abdullah(Allah kulu) olmaya giden yolu gösteren, bu yolda onu eğiten rehberidir, öğretmenidir. Herkesin esma terkibi farklı olduğu içinde, kimsenin rabbi(öğretmeni) kimseye benzemez. Herkes kendi manasını oluşturan isimlerden oluşan kendi manasına, kendi rabbine tabidir. Bu yüzden her varlık kendi manası doğrultusunda terbiye olur. O doğrultuda hareket eder. Manasına, rabbine uyup onun rehberliğinde hareket eden de, dünya(sın)da huzur bulup, mutlu olur.

İnsan kendi cehennemini nasıl oluşturur?
İnsan nefsinin istekleri doğrultusunda hareket ettiğinde nefs(şeytan) ana manayı örten(kafir) olur. Bu durumda insan rehberinin yani rabb’inin gösterdiği doğru yolu göremez. İnsanın içinde bir huzursuzluk, mutsuzluk, isyan oluşur. Bu mutsuzluk ile başlayan isyan, insanı yaşamdan da, Allah’ın kulu olma yolundan da uzaklaştırır. Bu mutsuzluğun adı "Dünya Cehennemidir.” Bu yüzden, manasına ters hareket eden, sistem gereği farkında olmadan kendi, kendisini cezalandırarak, kendi cehennemini oluşturur, acı çeker.

Mushaf okumak nedir? 
Mushaf olarak dünyamızda kâğıt üzerindeki tavsiyeler âlemin kendisi olan kendimizi=Kur’an’ı okuyabilmemiz içindir.

Tenzih ve teşbih nedir?
Allah’ın tekliğini doğmadığını, doğurmadığını, her şeyden üstün olduğunu bilmek tenzih etmektir. Aynı zamanda onun tecellilerinin her yerde görüldüğünü bilmek ve onun tecellisinden dolayı her şeye hürmet etmek ise teşbih tir.

Hakikat ve şeriat nedir?
Hakikat denilen şey Hakk’ın varlığı ve onda var olan manaların açığa çıkışıdır. Bu çıkış terkipsel sınırlı efal(fiil) değil, sıfat boyutundan terkipsiz olarak olur. Çünkü beşeri(terkipsel) yapı hakikati algılayamaz, algıladığı şey kendi terkibi yapısının el verdiği kapasitesi kadardır. Şeriat ise hakikatin fiil(efal) mertebesindeki adıdır.

Hakikat denilen nedir?
Hakikat dediğimiz şey, tüm mevcudatın özünde saklı olan, zahirin ardında, özde işlemekte olan örtülü bilgiden oluşan sistem gerçeğidir. Sırat-ı müstakimdir(dosdoğru, pürüzsüz yoldur.) Hakk’ın varlığı ve onda olan şeylerin açığa çıkıp, bilinir olmasıdır.

Hakikat bilinebilir mi?
Sınırlı bir yapı, sınırsız olanı kavrayamayacağından dolayı insan benliğinden(terkibinden) bilinçsel olarak kurtulmadan, Hakikati de gerçek anlamda algılayıp, bilemez. Algıladığı kendi sınırlı yapısı yani terkibinin oluşturduğu benlik yapısı oranında olur. Kişi algıladığını hakikat zannettiğinde o doğrultuda fiiller ortaya koyar bu durumda da farkında olmadan şeytan konumuna düşer. Bu yüzden bilinirliğin efal(terkipsel sınırlı yapı, benlik) değil, terkipsizlik(sıfat) boyutundan olması gerekir.

İnsan nasıl şeytan olur?
Şeytanın, şeytan olması, Allah’ım ben seni biliyorum ama sen niye insanı kâmil’i yarattın onu tanımıyorum demesinden kaynaklanmaktadır. İnsanında ben Allah’ı tanıyorum bu bana yeter. Ben rasul, nebi ve velileri kabul etmiyorum. Çünkü onlarda benim gibi et, kemikten birer varlık demesi şeytan ile aynı mantık üzerinden hareket etmektir. Sıfatın(perdenin) arkasındaki zat’ı (perdesizi) görememektir. Dolayısı ile şeytan olmaktır.

Şeytan var mıdır?
Allah’ı kabul edene göre şeytan yoktur. Allah’ın hissedilmemesi sonucunda şeytan var sanılır. Yani sanana göre var olur.

Allah, Rab mıdır?
Rab Allah’tır, ancak Allah Rab değildir. Allah bulunduğu boyut itibari ile Rab ismini alır.

Kâmil insan olmak her insan için mümkün müdür?
Bütün insanlarda insanı kâmil mayası, tohumu mevcuttur. Fakat kim onu kemale getirip, açığa çıkarırsa biz ona “İnsanı Kâmil” diyoruz.

Akaşa(evrenin hafızası) nedir?
Akaşa kâinatta meydana gelen tüm düşünce ve olayların frekans dalgaları şeklinde kaydolduğu dev bir bilgisayar belleği, arşivi bir anlamda evrenin hafızasıdır. Kâinatın var oluşundan bu yana meydana gelen hareketlerin, düşüncelerin, seslerin hiç kaybolmadan frekans dalgaları olarak kaydolduğu bir oluşumdur.

Kur’an Mehdi’den bahseder mi?
Kur’an Mehdi’den bahsetmez. Allah'ın tek “Veliyy”(yardım eden, kurtaran, kemale ulaştıran) oluşundan bahseder. Bu anlamı karşılayan Kur’an kelimesinin dünyevi karşılığı “Resul” dür. Resul, insan şuurundaki bilinci “bas” edip(ölmeden önce öldürüp) yeni bir boyuta geçişi sağlayan, bilinci yükselten, kurtarıcı vasfı olan aracı kuvvedir.  

Rabıta nedir?
Alt beyni(delta frekanslarını) farkındalık içerisinde kontrol altına alıp, bilinçli olarak kullanabilen kimseler kapasiteleri oranında karşılarındaki kimselerin beyinlerinde tasarrufta bulunabilirler. Mesela, bazı kimseler düşünce ile oluşturdukları etki alanlarında, karşısındaki kimselerin beyinleri ile delta frekansları vasıtası ile rezonansa girer ve veri transferinde bulunup ilim ve enerji akışı sağlayarak “Rabıta” denilen olayı gerçekleştirirler. Velilerin kişisel nüfuzlarını ve güçlerini kullanarak feyiz vermeleri de gene bu yolla gerçekleşir.

Takva(korunma) nedir?
Her varlık, gerçekliğini oluşturup, mevcudiyetini açığa çıkaran, fıtratı doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Bu yüzden, yılan yılanlığını, çakal çakallığını, şeytan şeytanlığını, melek melekliğini yapmaya mecburdur. Bu onun dünya sahnesindeki rolü, yaratılış amacı, fıtratıdır. İnsan bunu idrak ettiği zaman, kimseyi suçlamaz, kötü düşünmez. Gördüğü her surette, suretsiz olanı(Allah’ı) fark ederek her şeyi sevmeye başlar. Görüp, algıladıklarından korunması gerekenin kendisi olduğunu fark eder. Bu farkındalığının verdiği yüksek bilinç hali ile de şirkten, gıybetten, nefretten, günah denilen negatif oluşturucu geri dönüşümlerden arınarak dünya(sın)da "takva(korunma)" sağlamış olur.

Dünya ve insan bağlantısı nedir?
Yaşam bilinci, dünya, şuurlu varlık insan ile var olmaktadır. Her şuurlu benlik kendindekini (programında kini) algılamakta, dolayısı ile herkes kendi dünyasında yaşamaktadır. Yani “dünya=insandır”. İnsan algılamasını kestiğinde insan=dünyası da kaybolmaktadır. Yani dünya sizsiniz, sizin farkında olmadan rüyada olduğu gibi bilincinizde programınız doğrultusunda oluşturduğunuz tüm varlıklar sizin dünyanızda görevlerini yaparak, sahneden çekilmektedirler. Dünyanıza giren varlıklara verdiğiniz tepkiler sizin sonsuza kadar var olacak bilinçaltınızın olumlu veya olumsuz tekâmülünü(cennet- cehennemini) oluşturmaktadır.

Hakikat ehli kimdir?
Farkındalığı ile bilinçsel olarak bedensellikten zihnini kurtarmış, geçmiş ve geleceği an da hal edinip, yaşayan, zaman içerisinde zamansızlığı yakalayabilen, sebeplere tabi olmadan hikmet yurdunda, kudret sırrı ile varlığını sürdüren insan hakikat ehli kimsedir. 

Tayyı mekân olayı nedir?
Tayyı mekân, mekanın tayy edilmesi, yani ortadan kaldırılması, aşılması anlamına gelir. Tayyı mekân, mekânları çok hızlı bir şekilde aşarak diğer mekânlara ulaşmayı anlatır. Velilerin, mistiklerin gerçekleştirdikleri tayyı mekân, tayyı zaman, onların kendi özlerine(holografik verinin değişik boyutlarına) vasıtasız “bilinç sıçramaları” ile gerçekleştirdikleri mekân ve zaman seyahatleridir.  Beden ve zaman sınırlamasından bilincini kurtarmış, bilinç olarak an da varlığını sürdüren bu hakikat ehli kimseler özlerinde bulunan bilgiyi oluşturan veriyi(mekânı) neden ve sebep olmaksızın görüntü ve ses olarak algılayıp, dışa projekte etmek sureti ile seyredip, kendi bilincini o mekânda bulabilirler. Bu durum İslam tasavvufunda görülen "tayyı mekân " olayıdır.

Hz. Muhammed(sav) neden bazı insanlar tarafından anlaşılamamaktadır? 
Hz. Muhammed(sav) yapısında ağırlıklı olarak Allah'ın ilim(ledün ilmi)sıfatına mazhar olarak bulunmaktadır. Ancak bu ilme vakıf olan Hz. Muhammed(sav) gereği gibi anlayıp, tanıyabilir. İlme vakıf olmayan Hz. Muhammed(sav) tanıyıp, anlayıp, değerlendiremez. Büyük yanılgılara düşer. Bu konuda belirli bir alt yapı oluşturup, anlayabilir hale gelmek için gene ilim ağırlıklı, öğretici yapıya sahip, Hz. Ali makamında(kapıda)önce ilim talep edip, talebe olunur. Öğrenip, tefekkür edilip, belirli bir alt yapı oluşturulduktan sonra, Hz. Muhammed(sav) tanınır, anlaşılıp, idrak edilir.(ilim şehrine girilir)

Hak ne demektir?
"Hak" olarak ifade edilen, Allah'ın zatının, isim ve sıfatları ile bu âlemdeki ortaya çıkıp, bilinir olma hali, tecellisidir. Yani peygamberin hakikatidir. "Hakikati Muhammedîdir. Buna göre, varlıktaki her şey Hak, görülen her şey ise Halk ‘tır. Allah'ın "Hak" isminde, kullardan aşikâr olan hakikat ise Allah'ın kuldaki hakkıdır.

Nefsin marifetine ulaşmak nedir?
Kul kendindeki (nefs) yokluğun zıddı olan ve Allah’a ait olan varlığı bilmeye çalışarak da Allah’ı (Âlemlerin Rab’ini) tanıyarak, idrak eder. Aynı zamanda kul nefsinin şerri ile de halktaki mutlak hayrı tanımaya çalışır. Bu yönü itibari ile de kul nefsinin marifetine ulaşır.

Korku nedir?
Korku, diye tabir edilen elem ve zarar verecek olan şeylerden sakınıp, kendini korumaktır. Bunların en önemlisi de varlığında, özünde mevcut olan Allah’tan mahrum kalmaktan korunmaktır. Bu mahrumiyetten ayrı düşmekten korkmak gerekir. Bununda ancak gerektiği gibi bu bilince, ilme sahip olanlar farkına varabilirler. Bundan dolayı “Allah’tan ancak âlim olanlarınız korkar” ayetinde de ilmi olmayanın Allah’tan korkmayacağı ve dolayısı ile farkında olmadığı için korunamayacağı ifade ediliyor.

Hz. İsa Allah’a baba ifadesini kullanmış mıdır?
Hz. İsa(as)ın dili Arapça ile aynı kökten gelen Aramicedir. Bu yüzden ifade edilen mana aynıdır. Fakat mevcut İncillerin tamamı Aramice değil, Latin kökenli Yunanca veya başka dillerdendir. Bu yüzden Hz. İsa yanlış anlaşılmaktadır. İncil'i okuyan biri Hz. İsa(as)nın birçok yerde Tanrı'ya Abba Rabbi diye hitabını görüp, Hz. İsa(as)nın onun oğlu olduğunu düşünmektedir. Oysa işin aslı öyle değildir. Zira Aramice ‘de kullanılan "Abba Rabbi" sanıldığı gibi “Yüce Baba” anlamında değil "Yüce Rabbim" anlamındadır.

Kalbin perdelenmesi ne demektir?
Perde, bir şeyin görülmesine engel olmak için örten şeydir. Tasavvufta bu perdeler esas olarak ikiye ayrılır. Zulmet(nar) perdeleri ve Nur perdeleri. Fiiller alemine ait her şey, görüldüğü sürece nardan perdeleri, esma alemine ait her mana da, nurdan perdeleri meydana getirir. “Allâh’ım, bana eşyanın hakikatini göster(perdelerimi kaldır).”Şeklindeki Hz.Muhammed(sav)’ın ettiği dua, hakikatte bize bu gerçeği vurgulamaktadır.

Eyüb peygamberin düşen kurdu alıp yerine koyması ve acılarının artması ne demektir?
Kurdun düşmesi Allah'ın takdiri, olması gereken, Hz. Eyüb'ün acıyıp kurdu alıp yerine koyması cüzi irade ile yapılan bir fiil, insanında başına gelen her sıkıntı, ilahi iradenin karşısında duygusallıkla davranıp, cuzi irade ile hareket etmesinin neticesidir.

Mecazi anlatımlar ile ifade edilen hakikatler zahirde oluşacak mıdır?  
Mecazi anlatımlar ile ifade edilen hakikatleri, düşünmeden, sorgulamadan işin aslı olarak kabullenip, bilincini şirk ’den temizlemeden alt bilinçlerine bu şekilde kodlayanlar, üst bilinçlerinin bu algıyı bu kodlanan format üzerinden okuması nedeni ile “kendi dünyalarında” bu olayları bulundukları her boyutta(dünya, ölüm ötesi, vb.) zahirlerinde bulup, yaşayacaklardır.

Himmet nedir?
Himmet Allah’ın kuluna bir rahmetidir. Kalp gözünün açılmasıdır. Tabii, sorumluluğu bu nimetin hakkını verebilmek için çok fazla gayret etmeyi, farkındalığı, çalışmayı gerektirir. Yaşamını da buradaki çabası belirler.

Veli kimdir?
Veli idrak edip özümsediği Resulallah anlayışını yaşadığı devrin özelliklerine uyarlayarak kendi terkibi ile an da halini yaşayandır. Bu idrake eren kişide el vekil ismi(esma) açığa çıkar. Bu esma ile tüm sıfatlara, tüm fiillere özünden vekâlet eder. 

Tevhid nedir?
Tevhid her şeyde ve her yerde Allah’ı(tek’i) görebilme seviyesine erebilmektir.

Tespih tekrarlanan zikirler nedir?
Suphanallah, hakikate iç âleme aittir. Suretin(sıfatın) ardındaki, Zat’ın farkındalığının idraki zikredilir.
Elhamdülillah, şeriata dış âleme aittir. Burada içinde bulunulan âlemin idraki zikredilir.
Allahuekber, marifete aittir. İç ve dış âlemdeki farkındalığın tevhid edildiği idrak mertebesidir.   

Seyri sülük nedir?
İnsanın kaynağına, özüne, cismani bedeninden, ruhani bedenine yapacağı içsel yolculuğa seyri sülük denir.

İnsan nedir?
İnsan Allah’ın ilahi isimlerinin(esma) bileşimlerinden şuurlu mana sureti olarak vücut bulmuş, tefekkürle hakikati, sistemi okuyarak kendi hakikatini de, Allah’ı da gereği gibi tanıyıp, bilebilen, bilinç ve farkındalığa sahip madde algısı ile oluşmuş varlıktır.  

İnsansı nedir?
İnsansı fiziksel, bedensel mutasyon neticesi evrimle gelen “homo-saphien” olarak da adlandırılan nefsani yaşama, mantıkla üstünlük getirmeye çalışan, ancak aklı değil, çıkarcı zekâyı esas alan bir yaşam biçimine sahip insan bedeninde hayvansallığı yaşayan insan görünümlü yaratıktır. 

Esmaları öğretmek ne demek?
Esmaları öğretmek, esmaların anlamlarının açığa çıkarılmasını beyinde programlamaktır.

Hikmet nedir?
Hikmet, kuantsal, maddenin var oluş sebebi..

Subhanallah ne demek?
Yaratılan her şeyde her an yeni bir şey yaratıp bunlarla da asla kayıtlanmayan ve sınırlanmayanı(Allah’ı) görmek(fark etmek) dir.

Edep nedir?
Edep elini önüne bağlayıp, el pençe durup, boyun bükmek değildir. Bu cahilin edep anlayışıdır. İlim sahibi arifin hal edindiği “edep” Allah’ın sonsuz ve sınırsız varlığını düşünsel boyutta idrak ederek, evrendeki hiçliğin idraki ile haddini bilmektir. Manası "lâ ilahe illallah" bilinci “Vahdaniyet” (çoklukta Hakk’ı görmek ve birlemek), yolu Huzur, mekânı Cennettir.

Edepsizlik nedir?
Allah’ın suretlerdeki tecellisini göremediği için, her şeyden, her halinden şikâyet ederek, her şeyi kendince yargılamanın adı Edebsizliktir. Edebsizliğin bilinci “şirk”(biri, çok görmek), yolu Huzurdan uzak olmak, mekânı Cehennem dir.

Kur’an İkra(oku) diyerek neyi okumamızı emrediyor?
Kur’an'ın ilk ayeti ve hükmü olan “ikra”(oku) emri ile de okunması istenen, yazılı bir metini okuma değil, insanın beynin de holografik(grafiksel) olarak kayıtlı bütüne, evrensel sisteme ait kâinat kitabını, gözlemleyerek, düşünüp, tefekkür ile analiz ederek deşifre edilmesi(okunması) isteniyor. İkra, emri ile yapılması istenen, aslında gerçek bir entelektüel okuma faaliyetidir. Günümüz bilişim teknolojisinin dili ile de bir bakıma “scan” etmektir. Yani dosyaları(bilinçaltını) tarayarak, analiz edip, doğru olanı, ekrana(üst bilince, dünyana) indirmektir.

Şaki olarak yaşayan yaptıklarından rahatsız olur mu?
Şaki olup, şiddetle iş yapan, asan, kesen birisi, terkibinde "celal" sıfatına ait isimleri (kahhar, müntakim, cebbar, vb.) bulundurduğu için yaptıklarından memnun ve huzur içerisindedir. Çünkü yeryüzündeki kendi varlığının var oluş sebebi, bu isimlerin oluşturduğu manalardır. Bu mana ile var olabilmektedir. Bu yüzden, yılan yılanlığını, çakal çakallığını, şeytan şeytanlığını, melek melekliğini yapmak zorundadır.

Şaki olarak dünyaya gelen bir insan cehenneme mi gidecektir?
Şaki olan bir kimse, sahip olduğu manaları nefsine uyup, zulüm yapmak için kullandığı gibi, Rabb'ine kul olup, Hz. Ömer gibi adalet yolunda da kullanabilir. Cehennemlik olarak var olmuşken, cennetlik ameli işler. Veya said olan bir kimse, oluşan bir adaletsizliğe müdahale edip, önleme imkânı varken sessiz kalıp, zulme neden de olabilir. Cennetlik olarak var olmuşken, cehennemlik ameli işler. Bu yüzden son ana kadar kimin cehenneme, kimin cennete gideceği belli olmaz.

Yorumlar

Yorum Gönder