Bilinçaltı tarlaları - Subliminal tohumlar
Günlük hayatımızda yaşadığımız sorunların bilinçaltımızdan kaynaklandığını hep söyleriz. Ama kaçımız bilinç altımızın gücünün ve öneminin farkındayız?. Bilinçaltı çoğumuzun bildiği ya da duyduğu bir kavramdır. Bu kavram farkında olmadığımız fakat davranışlarımızın yönlendirilmesinde önemli rol oynayan bir yapıya işaret etmektedir. Bilinç altı kişiliğimizin farkında olmadığımız, kontrolümüz dışındaki parçasını temsil etmektedir. Diğer bir değişle buz dağının görünmeyen kısmıdır.
Bilinçaltı gizli telkin yolu ile ikna olmaya müsaittir. Çünkü gizli telkinler göz ile görülmez, kulak ile duyulmaz, lisan kavramı yoktur. Dolayısı ile yargı ve muhakeme yoktur. Bilinçaltı iyi veya kötü diye bir hüküm koymaz, her şeye evet der ve kabullenir.
İlahi kelamlar bu konuda eşsizdir. Kutsal kitapların ve ilahi söylemlerin enerjileri çok yüksek ve saftır. Bilinçaltında bu kelamların yüksek enerjileri (frekansları) tanınmakta ve bilinmektedir. Peygamber bilincinde şekil bularak kelimeler kabına girmiş olan bu enerji dolu söylemler üst bilinçte manası bilinmese de bilinç altında (mikro-kozmos) tanımlanıp, deşifre edilmekte ve bu kelimelerin mana yüklü enerjileri, kişinin yaşantısında somutlaşarak, kişi farkında olmasa da işlevini yerine getirmektedir.
Halbuki orijinalinde peygamber bilincinde en üst kapasitede, en üst derecedeki ilim ile şekil bularak kelimeler kabına girmiş olan bu yüksek enerji dolu söylemlerin tam kapasitede işlevini yerine getirebilmesi ancak orijinal hali ile alt bilinçte (mikro-kozmos) ilahi kelamı söyleyenin, boyutsallığından (holografik yapı gereği) deşifre edilerek üst bilince yansıması ile mümkün olabilmektedir.
Dünya yaşamı içerisinde, karşılıklı ilişkilerdeki farkındalık üst bilinçte yansıma bulur. Ancak bunun arka planında bilinç altı vardır. Çünkü burası mutfak gibidir. Bilinçten farkında olarak veya farkında olmadan giren veriler burada işlenip, tanımlanarak gerçekliğe dönüştürülür. Burası tohumun açıldığı, filizlendiği bilinçaltı tarlasıdır.
Bilinçaltının en mühim özelliği farkına varmadığımız olayları, sesleri, resimleri kaydetmesidir. Duyduğumuz, gördüğümüz ama algılayamadığımız her şey bilinçaltına veri olarak depolanmaktadır. Bilinçaltımız bir saniyede 400 milyar bit bilgiyi alıp işlerken, üst bilincimiz bunun sadece iki bin tanesini fark edebiliyor. Bilinç altı iyi, kötü ayırımı yapmadan her şeyi alıp kaydetmektedir.
Biz beş katlı bir binaya çıkarken merdivenleri saymıyoruz ama bilinçaltında bu sayı biliniyor ve kaydediliyor. Bilinç altı dediğimiz olay algıladıklarımızın yaklaşık binde 999 unu oluşturuyor. Yani aslında gördüklerimiz, duyduklarımız, algıladıklarımız bilinç altımızın algılayıp, kaydettiklerinin binde, biri..
Yani bizim görmediğimizi zannettiğimiz şeyleri aslında beyin görüyor ve anında bilinçaltına gönderiyor. Bilinçaltımıza gönderilen bu veriler yaşamımız içerisinde karar verme, faaliyete geçme aşamasında fikirlerimizi ve davranışlarımızı doğrudan etkiliyor ve gerçekliğimizi oluşturuyor.
Bilinçaltı gizli telkin yolu ile ikna olmaya müsaittir. Çünkü gizli telkinler göz ile görülmez, kulak ile duyulmaz, lisan kavramı yoktur. Dolayısı ile yargı ve muhakeme yoktur. Bilinçaltı iyi veya kötü diye bir hüküm koymaz, her şeye evet der ve kabullenir.
Bilinçaltının bu özelliği keşfedildikten sonra, teknolojinin de ilerlemesi ile “subliminal teknikler” yani bilinçaltına gizli mesaj gönderme yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır. Bilinçaltına mesaj gönderme çeşitli yollarla yapılmaktadır. Müziğin altına insan kulağının duyamayacağı ama bilinç altının algılayacağı dalga boyutunda mesajlar yerleştirilebiliyor.
Gözümüz saniyede 24 kare resmi görüp, algılayabiliyor, bundan dolayı film ve dizilerdeki, reklamların arasına 25.inci kare ilave edilerek bu kare deki mesaj (sanal reklam) direkt bilinç altına yerleştirilmektedir. Gözümüz bunu algılayamıyor fakat bilinç altımız bu mesajı alıyor ve sorgulamadan kabulleniyor. Bu teknikler bir çok ülkede yasak olmasına rağmen reklam sektöründe sıkça kullanılıyor. verilen reklamın arasına yerleştirilen mesaj kişiyi farkında olmadan o ürünü almaya yönlendiriyor.
Bilinçaltı bu gün dünyayı yönetmenin en önemli aracıdır. Bu konuda gelişmiş devletler toplumları bu teknikleri kullanarak istedikleri şekilde yönlendiriyor ve yönetiyor, medya bu şekilde istenilen fikirleri bilinç altına pompalıyor müzikler, filmler ve dizilerin içine monte edilen subliminal "düşünce tohumları" ile bilinç altına istenilen mesajlar farkında olmadan yerleştiriliyor.
Bilinçaltına mesaj yerleştirme teknikleri, uygulayıcıları için şu anda çok güçlü bir silah durumundadır. Bu konudaki önemli iddialardan biri Amerika’nın Irak’ı işgali sırasında radyo, televizyon gibi iletişim araçlarındaki yayınların altına yerleştirilen subliminal mesajlarla haftalarca Irak’lıların bilinçaltına “Direnmeniz faydasız, teslim olmaktan başka şansınız yok” şeklinde pasifize edici, direnç kırıcı mesajlar verildiğidir.
Kişinin kendi özü ile bağlantıya geçmesinde de bilinç altına verilen telkin çok önemlidir. Bunun için mistik öğretilerde zikir, mantra, ritüel, sembol ve mitler önemli bir yer tutmaktadır. Bunlar bir veriyi, bir bilgiyi bilinçaltına yerleştirme, tanımlama sürecini oluşturmaktadırlar.
Belirli sayıda, belirli kelimeleri tekrar etmek, bir obje üzerinde yoğunlaşmak, bir mekanı olumlu enerjiler oluşturacak inancı ile (feng shui) dizayn etmek, döşemek, belirli kelimelerden oluşan duaları (muska, cevşen) üzerinde taşımak hep bilinç altına atılan tohumlardır. Düşünce, inanç tohumları bilinçaltı tarlasında uygun ortamı bulduğunda yeşerir, meyvesini verir ve üst bilinçte gerçeğimiz olarak açığa çıkar.
Maalesef bu devirde tohumun genetiği ile oynandığı gibi insanın bilinç altındaki düşünce ve inanç tohumları ile de fark ettirilmeden oynanmakta, bilinç altına çeşitli yollarla gizli format atılarak adeta toplumlar hipnoz edilmekte bunun sonucunda gelen verileri sağlıklı değerlendiremeyen olumluyu olumsuz, kötü olanı iyi olarak algılayan, kendi hakikatine, kendi özüne yabancılaşmış, bilinç altlarını ele geçirenlerin istekleri ve çıkarları doğrultusunda düşünen, karar veren ve hareket eden “robot toplumlar” oluşturulmaktadır. Bir toplumun bilinçaltını işgal ederseniz o toplumun bireyleri artık, size hizmet etmeye hazır robotlardır.
Kendilerini ülke ve din üstü kabullenen amaçları için her şeyi mubah gören beynelmilel emperyalist, kan ile beslenen kuklacılar, özellikle de ülkelerin geleceği olan beyinleri çeşitli yollarla hipnoz altına alıp, çıkarları doğrultusunda kullanacakları gel dediklerinde gelecek, kır dediklerinde kıracak, eğitimli, fakat analiz kabiliyetlerini yitirmiş robot beyinlerden oluşan kitlelere dönüştürerek, çıkarları doğrultusunda kullanmaktadırlar.
Kendilerini ülke ve din üstü kabullenen amaçları için her şeyi mubah gören beynelmilel emperyalist, kan ile beslenen kuklacılar, özellikle de ülkelerin geleceği olan beyinleri çeşitli yollarla hipnoz altına alıp, çıkarları doğrultusunda kullanacakları gel dediklerinde gelecek, kır dediklerinde kıracak, eğitimli, fakat analiz kabiliyetlerini yitirmiş robot beyinlerden oluşan kitlelere dönüştürerek, çıkarları doğrultusunda kullanmaktadırlar.
Bunun için bilinçaltını korunma noktasında “kod”lamak çok önemlidir. Negatif telkinlerden kaçamayız, fakat bilinç altına vereceğimiz telkinlerle (korunma duaları) bilinçaltı bağışıklık sistemimizi güçlendirebiliriz.
İlahi kelamlar bu konuda eşsizdir. Kutsal kitapların ve ilahi söylemlerin enerjileri çok yüksek ve saftır. Bilinçaltında bu kelamların yüksek enerjileri (frekansları) tanınmakta ve bilinmektedir. Peygamber bilincinde şekil bularak kelimeler kabına girmiş olan bu enerji dolu söylemler üst bilinçte manası bilinmese de bilinç altında (mikro-kozmos) tanımlanıp, deşifre edilmekte ve bu kelimelerin mana yüklü enerjileri, kişinin yaşantısında somutlaşarak, kişi farkında olmasa da işlevini yerine getirmektedir.
Çünkü holografik yapı (zerrede bütünün tamamının kodlu oluşu) gereği bilinçaltı tüm dilleri bilir. Mesele dil meselesi değil, kişiyi harekete geçiren o kelam’ın, sözün yüklü olduğu frekanstır. O kelimeyi oluşturan harflerin frekansları bilinç altında (mikro-kozmos) da tanımlanıp, deşifre edilerek, gelen negatif yüklü bilinç altını ele geçirmeye dönük mesajlara karşı koruyucu bir kalkan/anti virüs sistemi oluşturmaktadır. Onun için Besmele (Bismillahir Rahmanir Rahim= Allah manası özümde, özümde sınırsız güç ve kudret var) ve korunma duaları (Nas- Felak, vb. surelerin) okunması önemle tavsiye edilmiştir.
İlahi söylemler iç, içe geçmiş anlam katmanlarından oluşmaktadır, Her ayet okuyanın sahip olduğu algılama mertebesinden (şeriat, tarikat, hakikat, marifet, vb.) ve sahip olduğu ilminin (zahir, batın veya ledün) derecesi oranında enerjisini, manasını kişide açığa çıkartır. Bunların kelime tercümelerinin, meallerinin okunması genellikle o tercümeyi, meali yapanın kapasitesi ile doğru orantılı olarak anlam ifade ettiğinden o kapasite ölçüsünde bir açılım oluşturmaktadır.
Halbuki orijinalinde peygamber bilincinde en üst kapasitede, en üst derecedeki ilim ile şekil bularak kelimeler kabına girmiş olan bu yüksek enerji dolu söylemlerin tam kapasitede işlevini yerine getirebilmesi ancak orijinal hali ile alt bilinçte (mikro-kozmos) ilahi kelamı söyleyenin, boyutsallığından (holografik yapı gereği) deşifre edilerek üst bilince yansıması ile mümkün olabilmektedir.
Bilinçaltındaki düşünce, inanç tohumlarının yüklü olduğu enerjiler bizim hard diskimiz gibidir. Ekran ise bizim dünyamızdır. Bilinçaltımızdaki bu verileri doğru, sağlıklı okuyabilmemiz, anlayabilmemiz için formatlamayı doğru dil (frekans) ile yapmamız gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder