Bilincin uyanışı "Kadir Gecesi"
Bismillahirrahmânirrahîm.
Allah manası özümde, özümde sınırsız güç ve üretkenlik var.
Kadir gecesi, bir ömür çalışılsa da elde edilmesi mümkün olmayan, algılamanın üst seviyeye ulaşıp, bilincin yataydan, dikeye yükselmesine neden olan, çok yüksek frekanslı enerjiyi içinde barındıran muazzam bir gecedir. Bu gece değerlendirebilenler için oluşan yüksek farkındalık ile bilinç sıçramasının yaşandığı gecedir.
Bu geceden nasibini alanların yaşadıkları öylesine büyük ve yüce bir haldir ki!.. Bu hal, onların, yepyeni bir farkındalıkla, dünyevi uykularından uyanarak, Allah'ın yarattığı evrensel sistemi haşyet içerisinde algılamaya başladıkları gecedir.
Kişi, bu andan sonra algıladığı aleminde daha derinsel, içsel boyutlara ulaşarak özündeki diğer üst şuurlu bilinç boyutlarını sırasıyla (Nuh, İbrahim, Musa, İsa, vb.) makamlarını kendinde bulup açığa çıkarmak suretiyle, evrenindeki yolculuğunu sürdürmeye devam eder.
Allah manası özümde, özümde sınırsız güç ve üretkenlik var.
1- İnna enzelnahü fiy leyletilkadr
Biz onu Kadir Gecesinde indirdik,
2- Ve ma edrake ma leyletülkadr
Kadir Gecesinin ne olduğunu bilir misin ?
Kadir Gecesinin ne olduğunu bilir misin ?
3- Leyletülkadri hayrün min elfi şehr
Kadir Gecesi bin aydan (Bir Ömür) daha hayırlıdır!
4- Tenezzelülmelaiketü verruhu fiyha biizni rabbihim min külli emr
O Gece melekler ve ruh, rablerinin izniyle onun özünden bilincine inerler (Tenezzül ederler).
5- Selamün hiye hatta matle'ılfecr
Bir selamettir (Hakikate doğuştur/Bilincin uyanışıdır) O gece ta ki! Tan yeri ağarıncaya kadar.
Kadir gecesi, bir ömür çalışılsa da elde edilmesi mümkün olmayan, algılamanın üst seviyeye ulaşıp, bilincin yataydan, dikeye yükselmesine neden olan, çok yüksek frekanslı enerjiyi içinde barındıran muazzam bir gecedir. Bu gece değerlendirebilenler için oluşan yüksek farkındalık ile bilinç sıçramasının yaşandığı gecedir.
Bu geceden nasibini alanların yaşadıkları öylesine büyük ve yüce bir haldir ki!.. Bu hal, onların, yepyeni bir farkındalıkla, dünyevi uykularından uyanarak, Allah'ın yarattığı evrensel sistemi haşyet içerisinde algılamaya başladıkları gecedir.
Kadir gecesi, içerisinde ki bir zaman diliminde uygun astrolojik etkilerin oluşumu neticesi yeryüzüne ulaşan yüksek frekanslı kozmik ışınlar, alıcı frekansları açık kişilerin beyinlerindeki (epifiz) nöronları tetikleyerek, bu kişilerin bilincinde yeni bir açılım meydana getirirler.
Bunun sonucunda da kişi, aslında özünde olup da o ana kadarkendisine kapalı kalmış olan yüksek frekanslı dalgaları deşifre ederek ulaştığı farkındalıkla bir anda evrensel sistemi okumaya (algılamaya) başlar.
Bunun sonucunda da kişi, aslında özünde olup da o ana kadarkendisine kapalı kalmış olan yüksek frekanslı dalgaları deşifre ederek ulaştığı farkındalıkla bir anda evrensel sistemi okumaya (algılamaya) başlar.
Bunun neticesinde, bilinç ulaştığı yüksek farkındalık ile kendisini hakikati algılamanın ilk basamağı olan “Adem” makamında bulur. Yani, içsel dünyasındaki kendi "Ademi" yaratılmış "risalet" dönemi (özündeki teke ulaşma yolculuğu) başlamış olur.
Kişi, bu andan sonra algıladığı aleminde daha derinsel, içsel boyutlara ulaşarak özündeki diğer üst şuurlu bilinç boyutlarını sırasıyla (Nuh, İbrahim, Musa, İsa, vb.) makamlarını kendinde bulup açığa çıkarmak suretiyle, evrenindeki yolculuğunu sürdürmeye devam eder.
Sonuçta, özünde mevcut olup da, o ana kadar kapalı kalmış olan tüm bu bilinç boyutlarını "tevhid" edip, birlediğinde yani gerçek anlamda bilincini “Muhammedi boyutta” bulduğunda risalet (tek olana varış yolculuğu) tamamlanmış ve kişi o an dan itibaren teklik şuuru ile evren(in)i seyredip, algılamaya başlar.
Bunun sonucunda, kainatta var olan her şeyin mükemmel bir düzen içersinde yaratıldığının ve yaratılana yapısının gereksinimi neyse eksiksiz, tam olarak verildiğinin farkına varan insan, dengeli bir sistem içerisinde bulunduğunu idrak ederek "teslim = İslam" halini yaşamaya başlar.
Bu bilinçle geçmiş, gelecek hiç bir şeyin kaygısını duymaz, ne gelene sevinir, ne gidene üzülür, içinde bulunduğu anı en iyi şekilde değerlendirmenin verdiği yüksek bilinç hali ile dünya(sın)da cennetini yaşayarak "takva (korunma)" sağlamış olur.
Bu bilinçle geçmiş, gelecek hiç bir şeyin kaygısını duymaz, ne gelene sevinir, ne gidene üzülür, içinde bulunduğu anı en iyi şekilde değerlendirmenin verdiği yüksek bilinç hali ile dünya(sın)da cennetini yaşayarak "takva (korunma)" sağlamış olur.
Allah, bu gecenin gerçek kıymetini bilip de, değerlendirebilmeyi nasip etsin inşallah!.
Not : Kur’an da ve diğer kutsal kaynaklardaki söylemleri mekansal anlamamak gerekir. İfade edilenleri belirli bir bölge ve zaman ile mekansallaştırdığımızda sınırlamış oluruz.
Not : Kur’an da ve diğer kutsal kaynaklardaki söylemleri mekansal anlamamak gerekir. İfade edilenleri belirli bir bölge ve zaman ile mekansallaştırdığımızda sınırlamış oluruz.
Oysa ki!. Bu kaynaklar geçmişi ve geleceği kapsamakta, tüm anlara hitap etmektedir. Mesela, gece kavramı da mecazi bir anlatımdır. Gece ifadesi insanın somut algılanamayan karanlıkta kalan özüne (ruhani, gayb) yönüne işaret etmektedir.
İnsan bilincini benliksiz olarak an da bulup, hiçliğini fark ettiğinde, kendini, nefsini bilir. Nefsini bilen Rabbini bilir ve Kadrini yaşar. Bu da kişinin özüne (gecenin karanlığına) yönelişinin tefekkürü neticesinde gerçekleşir.
Yorumlar
Yorum Gönder