Yaşamdaki tekrarlar - Yazılımı yenilemek

İçimde bir sıkıntı var, içim içime sığmıyor benzeri cümleleri günlük hayatımızda sık, sık telaffuz ederiz. Bu cümlelerdeki “iç” bilinçaltından başkası değildir. Yani, insanın algıladığı duygu, his, düşünce, dediğimiz şey, açığa çıkmamış zihindeki veri yüklü frekans enerjidir. Bilinç altındaki bu soyut algılamalar verilerin alt beyindeki enerji halidir. Bu enerjiler, karşılık bulup, üst beyinde algılandığında ete, kemiğe bürünüp, insanın dünyasındaki somut yaşamı olur.   

Beyni, insanı yöneten bir bilgisayar gibi düşündüğümüzde bilinçaltı, bilgisayarın, sabit diski, yani tüm bilgilerin kaydolduğu veri deposu ve bu veriler doğrultusunda şekillenen yazılım programının oluştuğu yerdir. İnsan beyni bu yazılım programı doğrultusunda, dünyasında yaşamım dediği çıktıları alır. 

Bu yüzden insan daha önce yaşadığı aynı senaryonun, değişik, mekan ve zaman içinde geçen versiyonlarını yaşamı boyunca tekrar, tekrar  yaşar. Ne yaparsa yapsın aynı sorunlarla karşılaşır. Bunun nedeni bilinç altının sahip olduğu yazılım doğrultusunda çıktı oluşturmasıdır. 

İnsanın yaşamına yön veren bilinçaltındaki yazılım genellikle  üst bilincin oluşmadığı 0-10 yaş arası arasında çevresel algılama, şartlanma ve inançlarla şekillenerek, bilinçaltının, üzerinde düşünmeden kabullendiği, mutlak doğruları oluşturan format haline gelir. 

Bilinçaltı, farkında olduğumuz ve olmadığımız en küçük teferruata kadar her türlü bilgiyi kaydeder ve bu bilgileri inançları ile oluşturduğu yazılımı doğrultusunda şekillendirir.
   
Fakat bu bilgilerin nasıl kullanılacağı işletim sistemine bağlıdır. Bu da beyindeki üst bilinç (korteks) dir. Burası insanın kendisini kişi olarak algıladığı “ben” dediği varlığı yönettiği ana komuta merkezidir. Üst bilinç ne kadar donanımlı olursa o kadar iyi yönetir. 

Bu bölge, akıl ile bağlantılı çalıştığından, yaşam içerisinde yapılması gereken veya gerekmeyen şeylerin farkındadır. Mesela, insana sağlığı için az yemek yemesini, zayıflaması gerektiğini söyler. Fakat bilinçaltı aksine, yemek yemenin insanı rahatlattığı, stresi azalttığı şeklinde bir inançla programlanmış ise, kalıcı kilo verip, zayıflamak mümkün olmaz. Diyet ile kilo verilse de bir müddet sonra fazlası ile tekrar alınır.  

Çünkü sorun midede değil, beyindeki yazılımdadır. Yazılım ancak bilinçaltını ikna etmek suretiyle, inançları (programı) değiştirmekle yenilenir. Yani insanın yaşamında bir şeyleri gerçekleştirebilmesi için öncelikle dışarıda olanı değil, içerideki inançların oluşturduğu programı değiştirip, yenilemesi  ve oluşan yeni enerjileri iyi bir şekilde yönetebilmesi gerekir.

Fakat, insan tanımlayamadığı şeyi yönetemez. Gerekli yenilemeyi yapabilmesi için ise öncelikle nasıl bir bilinç altı yazılımına sahip olduğunu bilmesi gerekir. Bunun içinde yaşamına bakması gerekir. ”Nefsini (kendini) bilen, Rabbini(terkipsel programını) bilir” Hz.Muhammed(sav) 

Fakat, insanın kendisini tanıyıp, inançlarından oluşan programı kontrol altına alıp, yeni bir yazılım oluşturması o kadar kolay bir şey değildir. Çünkü, bilinç altı (nefsi emmare) değişimden nefret eder ve şiddetle direnerek,  karşı koyar. Bu direnci kırabilmenin yolu sabırla, inançla, bilinçli olarak yapılan zihinsel ve fiil sel tekrarlar, nefsi zorlayan, nefse hoş gelmeyen(affetmek, malından vermek, hoşlanmadığını sevmek, vb.) çalışmalardır. Bunun neticesinde bilinç altı zaman içerisinde yeni olan yazılımı benimser ve program olarak kaydederek bunun üzerinden dünyevi çıktıları oluşturmaya başlar.
      
İnsan gerekli yenilenmeyi yapamadığında nefsinin istekleri doğrultusunda hareket etmeye devam ederek istese de, istemese de mevcut programı doğrultusunda çıktılar alarak yaşamını sürdürmeye devam eder. Nefsine zor geleni yapmaya başladığında, tekrarlara sabırla devam ettiğinde ise bilinç altı bir süre sonra yeni olanı öğrenip kabullenerek, kayda alır ve bu doğrultuda çıktılar vermeye başlar. Sonuçta, ataların dediği gibi “kırk gün ne dersen o olur” misali yenilenme başlar. 

Fakat, bilinçaltında yeni bir format oluşturup bunu kayıt altına almayı, bir veriyi bilgisayar hafızasına kaydetmek şeklinde anlamamalıdır. Hafızaya almak ile bilinçaltına kayıt farklı şeylerdir. Hafızaya bilgi kopyalanır. 

Bilinçaltı ise üst bilince, somut, madde aleme inmeyen soyut algılamaların yaşandığı iç dir. Burada veriler, değerlendirme durumuna göre alternatif sonuçları açığa çıkarabilecek bir yazılım oluşturan program olarak kaydedilir. Bu program işlevlerini yazılımı doğrultusunda yerine getirir. 

Alternatif tıbbın temeli de bilinçaltına yapılan yüklemeler esasına dayanır. Mesela, insan şifa bulacağına kesin inanarak farkında olarak veya olmayarak bilinç altında bir şekilde yeni bir yazılım oluşturduğunda, hastalığını yenebilmesi, vücudun kendi, kendini doğal olarak iyileştirebilmesi olayı, insanın inancı oranında,  bilinç altı programını pozitif anlamda yenilemesinin bir sonucudur.  

Bunun için, insan isteğinden emin olarak, bilinçaltına net ve şimdi üzerinden komutlar  vermelidir. Tereddüt oluşturan meli, malı türü ifadeler bilinçaltında muğlaklık, belirsizlik yaratır. Mesela, insan çok yememeliyim dedikçe yemek ister. Sigara içmemeliyim dedikçe, sigara içmek ister. Şunu düşünmemeliyim dedikçe, daha fazla o şey aklına gelir. Hasta olmamalıyım dedikçe, hasta olur. Bu yüzden, insan, bu çalışmaları yaparken, bilinçli olarak tespitlerini  iyi yaparak, neşteri gerekli yerlere an içerisinde net ve kesin olarak vurabilmelidir.

Aynı şekilde kişi, ilişkilerinde problem yaşıyor veya çalışmasına rağmen istediği başarıyı elde edemiyorsa, bilinç altında bu konuda oluşan ikilik (şirk) söz konudur. Yani farkında olmadan başarıya, başarısızlığı-mutluluğa, mutsuzluğu ortak etmeyi kodlamıştır. Onun için öncelikle bunun ortadan kaldırılması, başarısızlık, mutsuzluk inancının yok edilmesi gerekir.

Bilinç altı yenileme çalışmaları yapabilmesi için insanın ilimle bilincini güçlendirip, bu yolda sabırla başaracağından emin olarak yılmadan, usanmadan mücadele etmesi gerekir. 

“Müşahede (Hakk’ın kalpte huzuru) denizine girmeyi irade edene, sürekli mücahede (nefs ile savaş) gerekir. Zira mücadele: müşahedenin tohumudur. Mücahededen (nefs ile savaşdan) mahrum olana; müşahedeye (Hakk’ın kalpte huzuruna) yol yoktur.”(Abdullkadir Geylani Hz.)

Yorumlar