Yaratılış sırrı - Takva (korunmak) - Yaşam oyunu

Devamlı yaşamımızdaki insanlardan şikayet ederiz. Kimine düzenbaz, kimine sevimsiz, kimine kötü, kimine ahlaksız, vb. sıfatlar yakıştırırız. Oysa onların her biri, dünyam dediğimiz kendi şahsımıza münhasır yaşam içerisinde kendilerine yazılımcının yazdığı rolü en iyi şekilde yerine getiren oyunculardır.*

Bir bilgisayar oyununda olduğu gibi her elemanın sıfatları, özellikleri, kapasiteleri yazılımcı tarafından belirlenmiştir. Kendilerine ne yazıldı ise onu yerine getirmekle mükelleftirler. Onlar görevlerini yerine getireceklerdir. Bunun aksi onların o oyun içerisindeki var oluş nedenlerine aykırıdır. 

Yani, her varlık, gerçekliğini oluşturup, mevcudiyetini açığa çıkaran, fıtratı doğrultusunda hareket etmeye mecburdur. Çünkü yeryüzündeki kendi varlığının var oluş sebebi, bu isimlerin (esma terkiplerinin) oluşturduğu manalardır. Varlığının bakiliği, olan ilahi yardım bu isimlerin oluşturduğu manalar vasıtası ile kendisine ulaşmaktadır. 

Varlık, bu manalar ile dünyasında var olabilmektedir. Bu yüzden, yılan yılanlığını, çakal çakallığını, şeytan şeytanlığını, melek melekliğini yapmaya mecburdur. Bu onun fıtratıdır. 

“Herkes ne iş için yaratılmış ise, ona o iş kolaylaştırılır." Hz. Muhammed(sav) 

Yani, içerisinde bulunduğumuz alem, herkesin şahsına münhasır dünyam dediği bir yaşam oyunudur. ve bu oyun içinde kendilerine verilen görevi yapan oyuncuların(varlıkların) oluşturduğu tuzaklar bulunmaktadır. 

Buradaki amaç, herkesin kendi dünyasını oluşturan yazılı senaryo (kader) doğrultusunda, bu senaryoda görevli oyuncuların, kendisi için kurduğu tuzaklardan korunmak (takva) suretiyle, ulaştığı güç (bilinçsel tekamül) neticesi, hakikatini fark ederek, sonsuz yaşama hazır olma hadisesidir.  

İşte bu varlıktaki yaratılış sırrıdır. İnsan bunu idrak ettiği zaman, suçlamaz, kötü düşünmez. Herkesin kendi ismi yönünde hareket ettiğini, korunması gerekenin kendisi olduğunu fark edip, anlar ve korunarak, sevmeye başlar. 

Bunun neticesinde, farkındalığının verdiği yüksek bilinç hali ile dünya(sın)da cennetini yaşayarak "takva (korunma)" sağlamış olur.

"(Bunu bildiriyoruz) ki!. Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve size verdiği ile de sevinip şımarmayasınız!. Çünkü Allah (işin aslının farkında olmayıp) kendini beğenip övünen, kibirli kimseyi sevmez."(Hadid suresi/23)

İşte, Kur’an ve diğer kutsal kitap ve söylemlerle ibadet adı altında yapılması istenen çalışmaların ana amacı budur. Yani, kendini bilinçsel olarak geliştirerek, oluşacak farkındalıkla, takva (korunma) sağlamaktır.  

“Bu, bir kitaptır ki onda şüphe yok. Takvâ sahiplerine (korunmak isteyenlere) yol göstericidir. (Bakara suresi/2) 

“Ey iman edenler, oruç (ibadet) sizden öncekilere olduğu gibi sizin üzerinize de yazıldı. Umulur ki böylece siz takva sahibi olup, korunursunuz.” (Bakara Suresi /183)

Her kesin görevini yaptığının farkındalığı içerisinde, tuzak ve tehditlerden korunan ise ulaştığı bilinçsel tekamül (gelişim) neticesinde, içsel yanmalarının (ceheneminin) sona erdiği huzurlu bir sonsuz yaşama (cennete) varır.

“Takva sahiplerine (korunanlara) vaad olunan cennetin örneği (temsili benzetmesi) şudur. Zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu korunanların (müttekilerin) mutlu sonudur. Kafirlerin (gerçeği örtenlerin, farkında olmayıp görmeyenlerin) sonu ise takvadan uzak kalıp, korunamadıkları için o malum ateş (cehennem) dir.”(Ra'd suresi/35)

*Yaşam bilinci, dünya, şuurlu varlık insan ile var olmaktadır. Her şuurlu benlik kendindekini (programında kini) algılamakta, dolayısı ile herkes kendi dünyasında yaşamaktadır. Yani “dünya=insan” dır. İnsan algılamasını kestiğinde insan=dünya'sı da kaybolmaktadır. Dünya sizsiniz, sizin farkında olmadan rüyada olduğu gibi bilincinizde programınız doğrultusunda oluşturduğunuz tüm varlıklar sizin dünyanızda görevlerini yaparak, sahneden çekilmektedirler. Bu yüzden onlar için bir ceza söz konusu değildir. Dünyanıza giren varlıklara verdiğiniz tepkiler sizin sonsuza kadar var olacak bilinç altınızın olumlu veya olumsuz tekamülünü (cennet- cehennemini) oluşturmaktadır.

Yorumlar