Kelimelerin sihri ile şifreleri kır ve oku - İkra!..

Bir kaynaktan sağlıklı veri indirebilmek için, veri indireceğimiz kaynağın sahip olduğu yazılımı bilmek ve o yazılımın orijinal diline hakim olmak gerekir. Aksi taktirde ifade edilen ana manaya ulaşılamaz. 

Bu yüzden, Kur’an'da kullanılan kelimeleri orijinal şeklinde algılayıp, değerlendirdiğimiz takdirde ancak ayetler doğru yönü göstermekte, Kur’an insanla konuşmakta, kapılarını açarak, zihinde oluşturduğu derinlik ile insanın önünü aydınlatmaktadır. Aksi takdirde orijinal mana ile hiçbir alakası olmayan algılamalar ortaya çıkmaktadır. 

Mesela, çok kimseye aynı anlamı ifade ediyor gibi gelse de Allah, İlah, Rab, Hu, Tanrı kavramları orijinal hali ile telaffuz edilip, algılandığında, ayetin bütününde şifresel açılımlar oluşturarak, hakikati fark edebilme yolunda insan bilincine derinlik kazandırmaktadır. 

Orijinali Allah olan bir kelimeyi Tanrı olarak veya Rab kavramını Allah olarak değerlendirip, algılarsak, ayetin bütünde işaret ettiği mananın orijinalinden uzaklaşır. Ayet ile işaret edilen ile alakası olmayan ifadelerle karşılaşırız. 

Çünkü “Allah” ile tek, ahad olan varlık, “Rab” ile varlıktaki terkipsel yapı, “Hu” ile varlığın öz’ündeki tek’lik boyutu, “Tanrı ve İlah” ile kendi varlığın dışında, yukarıdan evreni yöneten ayrı bir varlık ifade edilmektedir. 

Kur’an'ın, indirilen ilk ayetindeki “İkra”(oku) emrini de orijinal yazılımı ile deşifre ettiğimizde, bir kitabın sahifelerinin okunmasından bahsedilmediği açıkça anlaşılmaktadır.

“İkra’bismi rabbikellezî halak” “Yaratan Rabbinin adı (hakikatin olan kuvveler) ile oku!” (Alak suresi/1) 

Özlerindeki hakikat bilgisinin kodlarını deşifre ederek, kıraat (okumak) sureti ile “İkra” emrini gereği gibi yerine getirebilenler bilinçlerinde bu bilgileri algılanır, bilinir hale getirmek için fıtratında var olan kuvveleri (Allah esmalarını) kullanırlar.
     
Ayette, özellikle “kara’a” kökünden gelen kâinatı okumak, keşfetmek, düşünmek ve anlamaya çalışmayı ifade eden göz ile değil, akıl, zihin ile okumayı ifade eden kıraat “ikra” kelimesi kullanılmış, kitap okuma (taklidi, itaat) anlamında olan “tilavet” kelimesi kullanılmamıştır.

Kur’an'ın ilk inen ayetindeki “oku” emrinin, önümüzdeki bir metinden satırları okumak (tilavet) kelimesi ile değil de, özellikle kıraat (ikra) şeklinde belirlenmiş olması, son derece ilginçtir.

Çünkü, yazılı bir metni göz ile okuyarak kelimeleri tekrarlamak “İkra” (kıraat) değildir. “İkra” bir metni göz ile okumaktan farklıdır ve ondan daha geniş bir anlama sahiptir. “İkra” gözlemleyerek, düşünüp, tefekkür ederek, hissedip, algılayarak, analiz ederek okuma (deşifre etme) yöntemidir.  

“İkra” emri ile kayıtlı bütüne ait bilginin, kainat kitabının, tefekkürle taranarak, idrak ve ibret alınarak haşyet duygusu ile bilince indirilmesi ifade edilmektedir.
  
“Ikra” emri ile yapılması istenen, aslında gerçek bir entelektüel okuma faaliyetidir. Günümüz bilişim teknolojisinin dili ile de bir bakıma “scan” etmektir. Yani dosyaları (bilinçaltını) tarayarak, analiz edip, doğru olanı, ekrana (üst bilince, dünyana) indirmektir. 

Yani, Kur’an'ın ilk ayeti ve hükmü olan “ikra”(oku) emri ile okunması istenen, yazılı bir metini okuma değil, insanın beynin de holografik (grafiksel) olarak kayıtlı bütüne ait bilgilerin(dosyaların) tefekkürle taranarak, deşifre “kıraat” edilerek bilince indirilmesi hadisesidir. 

“İkra"(oku) komutunu alma lütfuna mazhar olan bilinç, bu emri aldığında, bu bilgi(data) yı basiret gözü ile, okumaya (kıraat) başlar. Okuyabilen bilinç, algıladığı Allah'ın azameti karşısında ibret alıp, haşyet duyar. 

Bunun sonucunda kendi yokluğunu (hiçliğini) hissedip, mutlak var olanın sadece “Allah” olduğu idrakine ulaşan bilinç, Rabbül Âlemin’e (Alemlerin Rabbi olan Allah'a) tam bir teslimiyet ile şuurunda secde ederek,  her an onun varlığını yanında hissetmeye başlar. “Biz ona şah damarından daha yakınız.”(Kâf suresi/16) 

Aynı zamanda burada enteresan olan bir hususta, zaman ve mekan kavramının olmadığı atom altı boyut ve evrenin sahip olduğu holografik yapı itibari ile her şeyin “an” içinde data (dijital yazılım) olarak saklı olması nedeni ile bundan binlerce sene önce yaşamış ve sistemi kıraat etmiş (okumuş) bir zat ile bugün “İkra”(oku) emrini almış bir kişi, biz algılamakta zorlansak da da evrensel kitabı (sistemi) aynı an'da kıraat ederek (okuyarak) dünyalarına indirmektedirler.

Yorumlar