Geleceği bilmek - Kaza ve Kader
Hepimiz geleceği bilmek isteriz. Doğru kişiyi bulacak mıyız? İyi bir işimiz olacak mı? Piyangoda büyük ikramiyeyi kazanacak mıyız? Yarın ya da bir sonraki yıl olacakları bilmek isteriz. Ve doğal olarak geleceğe ilişkin güzel haberler almak isteriz.
Kendi geleceğimiz olsun, dünyanın geleceği olsun, gelecek çoktan belirlenmiş bir şey midir? Ya da gelecek henüz belirlenmemiş, değiştirilebilir bir şey midir?
Bu yüzden, evrensel sistemi okuyabilen arifler ''kader kesinlikle değiştirilemez, ama kaza/hüküm değişebilir'' demişlerdir.
Binlerce yıldır mistik düşünürlerin günün şartlarına göre çeşitli mecazlarla ifade ettikleri gerçekleri bugün modern bilim ile çok daha net anlayabilmek mümkün hale gelmiştir.
Gelecek ve kader konusuna günümüzün bilimsel tespitleri doğrultusunda baktığımızda, atom altı/kuantum fiziğindeki son tespitlere göre an da sonsuz sayıda olasılık vardır. Ve insan bu an daki sonsuz alternatif seçenekler içerisinden farkında olarak veya olmadan yaptığı tercihler neticesinde bir sonraki “an” da (gelecekte) yaşayacaklarını oluşturmaktadır.
Başka bir deyişle, yarın bugünü izlemekle birlikte, şu an da yapacağımız seçimler de yarın doğacak sonuçları içinde barındıran zenginlikteki bir portföyü her an bize sunmaktadır.
Şu an yapacağımız seçim bir sonraki an'da yaşamımız da yerini alacaktır. Aslında şu an'da yaşadıklarımız bir önceki an'da bizim seçtiklerimiz den başka bir şey değildir.
Beynimiz de her an açığa çıkan manalar önce bilincimiz de düşünce (enerji) sonrada yaşantımızda fiil (madde) olarak yer alırlar. Kuantum kuramına göre; Varlık bir enerji alanından türer ve kendisi de yoğunlaşmış enerjidir. Varlık enerji ise enerjinin dönüp değiştiği gibi değişir ve dönüşür.
Kendi geleceğimiz olsun, dünyanın geleceği olsun, gelecek çoktan belirlenmiş bir şey midir? Ya da gelecek henüz belirlenmemiş, değiştirilebilir bir şey midir?
Bu sorularımıza cevap bulabilmemiz için öncelikle “din ve bilim” in bu konudaki tespitlerini değerlendirmemiz evrensel sistemin işleyiş mekanizmasının “kader” konusunun ne olduğunun iyi anlamamız gerekir.
Doğum anında alınan kozmik etkilerle, bizim irademiz dışında, beynin programlanması (yetenek ve kabiliyetlerin oluşması) değiştirilemez kaderimizdir.
Beyinde oluşan bu kapasite oranında kendi irademiz ile sonsuz sayıdaki alternatif seçenekler içinden (farkında olarak veya olmayarak) yaptığımız seçimlerin bir sonraki an'ı oluşturması (açığa çıkması) olayı “kaza”mızdır.
Yani, ok yaydan hedefe atılmıştır (kader).Okun durdurulması mümkün değildir. Fakat ok hedefe giderken, hedefin yeri değiştirilerek okun hedefi vurması önlenebilir(kaza).
Beyinde oluşan bu kapasite oranında kendi irademiz ile sonsuz sayıdaki alternatif seçenekler içinden (farkında olarak veya olmayarak) yaptığımız seçimlerin bir sonraki an'ı oluşturması (açığa çıkması) olayı “kaza”mızdır.
Yani, ok yaydan hedefe atılmıştır (kader).Okun durdurulması mümkün değildir. Fakat ok hedefe giderken, hedefin yeri değiştirilerek okun hedefi vurması önlenebilir(kaza).
Açığa çıkardıklarımız “kaza”larda ancak kaderimiz'in (ana programımızın) kapasitesinin müsaade ettiği orandadır.
Bu yüzden, evrensel sistemi okuyabilen arifler ''kader kesinlikle değiştirilemez, ama kaza/hüküm değişebilir'' demişlerdir.
Binlerce yıldır mistik düşünürlerin günün şartlarına göre çeşitli mecazlarla ifade ettikleri gerçekleri bugün modern bilim ile çok daha net anlayabilmek mümkün hale gelmiştir.
Gelecek ve kader konusuna günümüzün bilimsel tespitleri doğrultusunda baktığımızda, atom altı/kuantum fiziğindeki son tespitlere göre an da sonsuz sayıda olasılık vardır. Ve insan bu an daki sonsuz alternatif seçenekler içerisinden farkında olarak veya olmadan yaptığı tercihler neticesinde bir sonraki “an” da (gelecekte) yaşayacaklarını oluşturmaktadır.
Yani gelecek, kişinin yaşamı içerisinde bir önceki an da yaptığı seçimlere dayanarak kendisinin yazdığı bir senaryodur.
Başka bir deyişle, yarın bugünü izlemekle birlikte, şu an da yapacağımız seçimler de yarın doğacak sonuçları içinde barındıran zenginlikteki bir portföyü her an bize sunmaktadır.
Şu an yapacağımız seçim bir sonraki an'da yaşamımız da yerini alacaktır. Aslında şu an'da yaşadıklarımız bir önceki an'da bizim seçtiklerimiz den başka bir şey değildir.
Beynimiz de her an açığa çıkan manalar önce bilincimiz de düşünce (enerji) sonrada yaşantımızda fiil (madde) olarak yer alırlar. Kuantum kuramına göre; Varlık bir enerji alanından türer ve kendisi de yoğunlaşmış enerjidir. Varlık enerji ise enerjinin dönüp değiştiği gibi değişir ve dönüşür.
Bakın Mevlana ne diyor;"Sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün gülistan olursun. Diken düşünürsün dikenlik olursun."
Yorumlar
Yorum Gönder