Ak delik ve Kara delik - İlahi sistem
Kimi zaman yaşadıklarımızın niye başımıza geldiği sorusunu sorar, cevap ararız. Çoğumuzda sorunun cevabını dışarıda ararız, şüphesiz olan olmuştur. Bizim bu aşamada olana müdahale etmemiz söz konusu değildir. Fakat olan her ne ise kişinin, kendisi ile alakalıdır.
Yaşadıklarımız içimizde var olan, kimse fark etmesin diye kendimizden bile sakladığımız, kabullenmek istemediğimiz yönlerimizin, ayna (dünyamız) daki yansımasıdır. Kime kıskanç, kime kötü, kime çıkarcı diyorsak aslında o biziz..
Çünkü bir alt boyutta belleğimizde oluşturdukları mızın, veri tabanımızdaki karşılığını bir üst boyutta (dünyamızda) açığa çıkartmak sureti ile ilahi sistem, görevini biz farkında olmasak da kusursuz bir şekilde yapmaktadır.
Yaşadıklarımız içimizde var olan, kimse fark etmesin diye kendimizden bile sakladığımız, kabullenmek istemediğimiz yönlerimizin, ayna (dünyamız) daki yansımasıdır. Kime kıskanç, kime kötü, kime çıkarcı diyorsak aslında o biziz..
Yaşananlar iç tekinin, dışta seyridir. İnsan kendisi için ne düşünüyorsa, dünya(sın)daki insanlarda onun için onu düşünürler. Kişi değersiz olduğunu düşünürse, dünya(sın)daki insanlar da ona değer vermezler. Dışarıdakilerin verdikleri, kişinin iç dünya(sın)da, kendisine verdiğinden başka bir şey değildir.
Bizim dışımızda, bizden ayrı, bizim için bir şeyler yapan başka bir ilah, güç yoktur. Fakat kişinin özünde her an işlemekte olan “Tek’in sistemi/Sünnetullah” vardır. Bizler soyut iç alemimizde oluşturdukları mızın karşılığını sistemin değerlendirmesi neticesinde, bir sonraki aşamada, somut madde dünya(mız) olarak yaşamaktayız.
Yani ötemizde bizden ayrı bir ilah, tanrı yoktur. Ama özümüzde "Tek’in sistemi" ilahi sıfatlar (Hay, Kelam, İlim, Semi, Basir, Kadir, İrade, Tekvin) farkında olsak da, olmasak da her an faaliyet göstermekte, işlemektedir. Bu da Kuran’da (Kaf suresi/16) “Ben size şah damarınızdan daha yakınım” şeklinde ifade edilmiştir.
Allah'ın kullarına rızkı sınırsızdır. Farkına varıp, görebilen için, nimet her yerden bol bol gelmektedir. İnsanlar düşünceleri ile bilinçlerini kör edip kendilerine açlık ve korku elbisesini giydirmekteler. Nimeti görmek “Şükür”dür. Nimeti görmek(şükür) beyinde var algısını (nimeti) arttırır. “Nan kör”(nimete kör) olmak ise nimeti örtmektir.
Bu da beyinde var algısını azaltır. Sistem bu şekilde, insanın mutmain(emin olma derecesine) göre işler. “Allah Kulunun Kalbine Göre İşler. Ameller, niyetlere göre değerlendirilerek, Allah’tan karşılık bulur.” Hz. Muhammed(sav)
Allah'ın kullarına rızkı sınırsızdır. Farkına varıp, görebilen için, nimet her yerden bol bol gelmektedir. İnsanlar düşünceleri ile bilinçlerini kör edip kendilerine açlık ve korku elbisesini giydirmekteler. Nimeti görmek “Şükür”dür. Nimeti görmek(şükür) beyinde var algısını (nimeti) arttırır. “Nan kör”(nimete kör) olmak ise nimeti örtmektir.
Bu da beyinde var algısını azaltır. Sistem bu şekilde, insanın mutmain(emin olma derecesine) göre işler. “Allah Kulunun Kalbine Göre İşler. Ameller, niyetlere göre değerlendirilerek, Allah’tan karşılık bulur.” Hz. Muhammed(sav)
Çünkü bir alt boyutta belleğimizde oluşturdukları mızın, veri tabanımızdaki karşılığını bir üst boyutta (dünyamızda) açığa çıkartmak sureti ile ilahi sistem, görevini biz farkında olmasak da kusursuz bir şekilde yapmaktadır.
Belleğimizde suretsiz potansiyel olarak bulunan "Allah'ın sıfatları" olanHay/canlı - Kelam/mana yüklü- İlim/bilgi, veri tabanımızda, Semi/algılanıp- Basir/değerlendirilip - Kadir/bizdeki enerjinin kullanılması neticesi - İrade/sistemdeki karşılığı açığa çıkarılarak "Tünel ucundan ak-delikten, tünel içine doğar" Kayıtlı, sınırlı, surete bürünerek, Dünya(mız)da, Tekvin/ol uverir. Bu olay Kur'an’da (Bakara suresi/117) “ Allah bir işi yapmayı istediğinde, ona yalnızca ol der, o da ol uverir.” şeklinde ifade edilmektedir.
Varlığın mekan ve zamandan bağımsız bir şekilde bağlantıları, ak delik ve kara deliklerin oluşturduğu “tünel süreci” ile olmaktadır. Ak delikler teklik den, çokluğa, dünyamıza açılan “ol” emrinin merkezi, Kara delikler ise evrenimizin dışına, başka boyutlara açılan “Ahiret kapılarıdır” .
Evrendeki her şey, ak delik ve kara delik tünelleri ile bir birine bağlantılıdır. Bu makro-kozmos (kainat) ve mikro-kozmos (insan) da aynı şekilde oluşmaktadır. Ak-delik den tünel içine, patlayarak doğan mana yüklü dalgaların, beynimiz tarafından deşifre edilip, veri tabanının kapasitesi oranında tanımlanması neticesi, bu manalar madde dünya(mız) olarak algılanmaktadır.
Tüm evren, tüm şeyler ve olaylar enerji (düşünce, hayal) olarak soyut boyut da, frekans dalga(data) olarak beklemektedir. Bilincimizde oluşturduklarımız (isteklerimiz, niyetlerimiz, etki ve tepkilerimiz) tünel ucundan (ak delik) patlayarak, kişinin evrenine doğmakta, içte var olan şey, dışa yansıdığında (zaman ve mekan) çokluk boyutunda olmuş bitmiş olarak, kişinin dünya(sın)da, yer almaktadır.
Harikasınız mehmet bey aynen devam,bu dinin aslını söylemenin vakti geldide geçiyor
YanıtlaSilMuhteşem yorumlarınız hocam çok teşekkür ederim
YanıtlaSil